Kategoriler
OKUMA KÜLTÜRÜ

ÇOCUĞUM NEDEN KİTAP OKUMUYOR? 1

"Çocuğum neden kitap okumuyor?" sorusundan önce sanırım şu soruyu sormamız gerekiyor. "Çocuğum neden kitap okusun ki?" Günde birkaç saat tv'nin izlendiği, iletişimin azaldığı, internetin insan yaşamında yer ettiği bir zaman diliminde zihnini yoran, vakit alan bir eylemi/okumayı niçin gerçekleştirsin.

Unutmayın kitap okumak acıdır fakat meyvesi tatlıdır

Alış veriş sıralamamızda kitap almanın çok altlarda olduğu bir listeyi elinde tutan bir ebeveynin çocuğu niçin okusun. Anne, babası iş  sonrası tv karşısında uzanmış televizyon izlerken odasına kitap okuması ya da ders çalışması için gönderilen çocuğa kitap okumanın önemini kim anlatabilir?

Hatırlayın çocuğumuza bir spor ayakkabı, elbise alırken huysuzlanmayan bizler kitap alırken fiyatına, içine takılır, huysuzlanırız.

Bu yazıyı yazmak için oturduğumda bu başlıkta onlarca sitede yazılar gördüm. Çocuğunuza kitap okuma alışkanlığı kazanırmanın 5 yolu 10 yolu vs şeklinde. Ne kadar etkili oluyor bu yollar bilemem tabi. Öğretmenlik mesleğinde deneyimimden yola çıkarak çocuklarda okuma alışkanlığının olmaması ile ilgili bende birkaç neden sıralayabilrim? Hangisi çocuğunuzda var ona karar verecek olan sizlersiniz. Bir meseleyi çözmenin en temel unsuru. O probleme ya da meseleye teşhis koyabilmektir. Teşhis koyduktan sonra çözüm aşamasına geçilebilir. Yoksa başı ağrıyanada, gözü görmeyenede, midesi bulanan birine de aynı ilacı veremezsiniz. Bu nedenlerden bazıları :

Düşünün çocuğunu etkileyen bir kitap tespit ettiğinizde bir hazine bulmuşsunuz demektir, o türden devam edin, içerisi size saçma gelsede. Çocuğunuzla izlediğiniz bir tv dizisi binlerce kitaptan daha fazla körpe dimağlara zarar vericidir.

1) Çocuğun ailesinde rol/model birinin olmaması. Çocuk büyürken çevresine baktığında sürekli tv izleyen ya da eline hiç kitap almayan büyükleri görür. Ve çocuğun gözünde/iç dünyasında kitabın değerli olacağına dair bir yaşantı oluşmaz. Alış verişe gidildiğinde hiç kitapçıya uğranılmaz ya da ders kitabı olsun okuma kitabı olsun alınması gerektiğinde çocuk ebeveynlerinden şu cümleyi duyar: "Bu kitabın alınması gerekli mi?" bu soru mümkünse almayalım mesajını çocuğa bir şekilde iltir. Çocuk annesine bakar, annesi çevresiyle ileşiminde kitabın yeri yoktur. Gidilen yerlerde, konuşulan mevzularda kitap yoktur. Ama her defasında çocuğa dönülür ve "Kitap okuman gerekir" denir. Çocuk çevresinde kitap okuyan birilerini göremez ama kendisi okumak zorundadır. Bu çelişkiyi iç dünyasında çözüp konumlandıramaz. Keza babası da öyledir çocuğun.

Harekete geçin. Beğendiği  kitaplardan alıp beklemediği anlarda hediye edin.

2) Çocuk kendini yormadan, emek harcamadan haz alan bir dünyada yaşıyor olabilir. Zihnini yormaz yaşadığı dünyasında tv izlerken rahattır. zihnini yormadan interneti/telefonu/tableti kullanırken zevk alır rahattır. Ve maalesef her istediği yapılır. Hiçbir emek çaba ödemen çocuğun istekleri yerine getirilir. Kendini padişah hisseden bir çocuğa ne yaptırabilrsiniz. Kitap okumak ise zahmetlidir. Çevreden kopması gerekir. Zihni faaliyete geçip emek harcaması gerekir. Çocuğun yaşamında böyle bir deneyim olmamışsa iç dünyasında bir yaşandı yoksa yani bir kitap ona dokunmamış ve değmemişse, haz aldığı araçlarla mutludur. Kendisini yormak istemez.

Uygulayın. Kendiniz ve çocunuz için bir okuma programı/okuma ortamı düzenleyin.

3) Kitabın öneminden sürekli bahseden ama elinde hiç kitap görmedikleri öğretmenleri vardır. Öğretmen kitap okumanın önemini anlatır ama çocuk bakar bu uzaydan mı bahsediyor diye çünkü o öğretmenin çocuğun zihninde inşa edilen şahsiyetinde kitap okuyan, kitabı yaşantı haline getiren bir öğretmen yoktur. Kendisi yapmayan/okumayan ama  öğüt veren bir öğretmen vardır. Bu öğretmenin söylevi çocuğa gazel gibi gelir. Bir iz bir yaşantı oluşturmaz.

Arayın. Çocuğunuza etki edebilecek, kitap okuma zevki olan öğretmen bulun.

4) Başka bir neden ise çevresinde kitap okuyan akranlarının/arkadaşlarının olmamasdır.. Çocuğun  paylaştığı, küstüğü, deneyimleri yaşansı haline getirdiği çevresinde/akranlarında, arkadaş ortamında kitap okuyanların bulunmaması, kitabın önemini çocuğun zihninde gerilere atan bir durumdur. Eğer arkadaş ortamında kitap okuyan birkaç akranı olursa, merak ve beğeni bulaşması yaşar yani okunan, beğenilen kitap konuşulur ve bu duygular okumayan çocuğa bulaşır ve o çocuğun kitap okuma ihtimali artar.

Çevreye bakının. Kitap okuyan ortamlara/külüplere çevrelere bakının.

5) O yaşa kadar eline verilen kitapların çocuğun zihni evreninde yerinin olmaması, bu maddeyi önemli buluyorum. Çünkü biz yetişkinler pek kitap okumayız  ama çocuğumuz okuyacaksa fasa fiso adlandırılan kitaplar okumamalı bilakis o kitaptan bir şeyler almalıdır, diye düşünürüz. Bu yüzden hemen okuyacağı kitaplara müdahele ederiz. Göz ucuyla tararız kitabı fasa fiso olduğuna karar vermişsek. Çocuğumuza döner ciddi bir havayla "okuma bunu"deriz. Çocuğun değilde bizim beğenilerimize göre okumaya zorlamamız ise ters teper veya eline verilen kitap dil ve anlatım yönünden problemli ise çocuk zorlanır, zorlandıkça uzaklaşır. Maalesef bu maddede dile getirmeye çalıştığım problem biz muhafazakar ailelerde yaygındır. Okuyacaksa önemli şeyler okumalıdır çocuğumuz diye düşünürüz. Bize göre öğrenmesi gereken şeyleri içeren kitapları okumasını isteriz fakat bakarız ki çocuk hiçbir şey okumayan eline kitap almayan birine dönüşür. Çocuğun her yaşta anlayacağı bir dil anlayacağı bir üslup vardır. Bunu kimse değiştiremez. Yaratıcı Allah insan yavrusunu merak duygusu ile donatmıştır. Bu merak duygusu çocuk yaşama adapte olsun, çevresine uyum sağlasın, sorgulasın, öğrensin diye içine yerleştirilmiştir. Bu merak duygusuna hitap etmeyen bilgi dolu önemli! şeyler içeren kitaplarınızı kusura bakmayın ne yapsanız okumaz çocuğunuz. Sadece kitaptan tiksindirirsiniz.

Seçin. Kendinizin beğeni ve değerlerinize göre değil, ebeveynlik yapmayın, onun beğendiği kitapları okumasına izin verin. En azından okumadan zevk almayı öğrenene kadar.

6) Çocuğumuzu tanımıyor olmamız. Size bu ilginç gelebilir, diyebilirsiniz ki "ben büyüttüm, ben yedirdim" Çocuğumuz içe kapanık mı / az mı konuşur /Dışa dönük mü/ Çok mu konuşur / Hareketli mi/Durağan bir yapısı mı var /İtaatkar mı /Başkaldırıcı -itarazcı bir yapısı mı var… Demem odur ki Allah insanı bir mizac üzere yaratmıştır. Bir çocuğun mizacını çözmeniz demek. O çocukla ilgili plan yapabilecek ipuçlarına ulaşmışsınız demektir.

Öğrenin.Çocuğunuza kurduğunuz her iletişim. Onun mizaci ile ilgili ipucu taşır. Tanımaya çalışın

7)Geleneğimizde olan öyküye, masala, anlatıya ilgi oluşturan anlatıcı insanların kalmamasıdır. Meddah, hikaye anlatıcılığ, masal anlatıcılığı gibi….Çocukken anneannemden dinlediğim masalları ve babamın anlattığı hikayeler hala hafızamda diridir. Çocuğun zihnin yeni yeni filizlendiği zamanlarda ona okunan masalın, anlatılan hikayenin değeri sonra okuyacağı yüzlerce kitaptan daha değerlidir. Çocuğun hayatında bu deneyim yoksa okumaya karşı dirençli çocuklar kategorisine alabiliriz onu.

Masal her yaşta okunabilir birlikte masallar okuyun.

Bir çocuğun okuduğu kitabı kapattıktan sonra gözlerindeki pırıltıyı görmeye başladığınızda o çocuk kitap okumayı öğrenmiş demektir. Kitap okumak bir hobi istenirse yapılacak bir şey değildir. Kitap okumak hava,su, aş gibi zorunludur/zorunluluktur.

Yazar Hulusi DEMİR

Kitapların içinden çıkan bir kahraman değildim ben, kitapların içine giren bir ayrıntıydım...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.